Halk arasında psikoloji ile alakalı çok sık duyduğumuz fakat tam olarak neye karşılık geldiğini bilemediğimiz bir kavramdır.
Halk arasında psikoloji ile alakalı çok sık duyduğumuz fakat tam olarak neye karşılık geldiğini bilemediğimiz bir kavramdır. Ben de hem DEHB farkındalığını arttırmak adına hem de doğru bilinen yanlışları düzeltmek umuduyla biraz dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan bahsetmek istiyorum.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu: aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve istekleri erteleyememe olarak tanımayabiliriz. Bu ifadeleri biraz daha net anlayabilmemiz için bu davranışların içeriklerini daha detaylı açıklayacak olursak;
Yukarıda yazdığımız özelliklerin hepsi aynı yoğunlukta görülmeyebilir. Bazı özelliklerin baskın olduğu türler vardır. Dikkat eksikliğinin baskın olduğu türlerde daha çok dikkat eksikliği belirtileri gözlenirken; aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin baskın olduğu türde ise daha çok aşırı hareketlilik ve dürtüsellik için yazdığımız belirtiler gözlenir.
Dikkat eksikliğinin tespit edilebilmesi için en önemli kaynaklar; anne, baba ve öğretmenlerin fikirleridir. Bu fikirler ışığında hareket edilir. Bunların dışında yapılan bazı testler de mevcuttur ancak sadece bu testlerle kesin sonuca varılamaz.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda tanı konulabilmesi için en önemli kriter bu belirtilerin 7 yaşından önce de görülüyor olması gerektiğidir. Eğer 7 yaşından sonra bu belirtiler ortaya çıktıysa başka bir sorundan şüphelenmek gerekebilir.
Yapılan araştırmalar DEHB’ nin kalıtımla aktarılan nörobiyolojik bir tarafının olduğunu göstermektedir. Ancak çevresel faktörlerin DEHB’ in ortaya çıkmasına ve şiddetinin artmasına sebep olduğu da bilinmektedir.
Sıklık ile ilgili dünya genelinde yapılan çalışmalar incelendiği zaman, oldukça tutarsız verilerle karşılaşılmaktadır. Bazı ülkelerde sıklık % 20 gibi yüksek oranlarda bulunurken bazılarında ise %2 olarak bulunmuştur. Bunun en birincil sebebi ise bazı araştırmalarda DEHB belirtileri hafif dahi olsa DEHB tanısının konulmuş olmasıdır. Ancak yapılan güvenilir çalışmalar temel alınacak olursa DEHB sıklığının %5-10 olduğunu söyleyebiliriz.
DEHB tanısı için yapılan genetik yatkınlık araştırmalarında genetik faktörlerin DEHB olma riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu konuda yapılan ikiz çalışmalarına göre tek yumurta ikizlerinde DEHB görülme ihtimali %80-90 bulunurken çift yumurta ikizlerinde %30 olarak bulunmuştur. Yine bu konuyla alakalı yapılan başka bir araştırmada ailesinde DEHB görülen kişilerin DEHB olma oranları %20 olarak bulunmuştur.
Toplumda genelde “DEHB sadece çocuklarda görülen bir bozukluktur.” gibi bir algı vardır. Ancak DEHB, tanı ölçütleri ve yoğunlukları değişerek de olsa ergenlik ve yetişkinlikte de görülebilir. Örneğin dikkat eksikliği belirtisi çocuklarda ödevlerini düzenli şekilde yapamama, verilen ödevi unutma şeklinde görülürken; yetişkin hayatında işle alakalı verilen sorumlulukları yerine getirmeme şeklinde ortaya çıkabilir. Belirtilerin gözükme şekli değiştiği gibi görülme sıklıkları da değişir. Ergenlikte belirtilerin %70’ i karşılanırken yetişkinlikte bu oran %50’ lere kadar düşebilir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi yetişkin birisine DEHB denilebilmesi için DEHB belirtilerinin 7 yaşından önce de gözleniyor olması gerekir. Tedavi edilmemiş DEHB’ li çocukların yetişkinlikte karşılaştıkları sorunlara örnek verecek olursak:
Sanılanın aksine anne ile babanın çocuklarına karşı olan tutumlarının dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebep olmadığı bilinmektedir. Şu ana kadar yapılan araştırmalar DEHB in fizyolojik ve kalıtımsal bir bozukluk olduğunu göstermektedir. Burada ebeveynlerin üzerine düşen en önemli görev DEHB’ in erken teşhis edilmesini sağlamak olabilir. Bunun dışında çocuğunda DEHB olan ebeveynlerin çevreden gelen: “Bu çocuğu çok şımartmışsınız.”, “Hiç dur sus dememişsiniz.” gibi anlamsız söylemlere kulak asmamalarını tavsiye ederim.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin pek çok olumsuz tarafı olduğu gibi olumlu tarafları da mevcuttur. DEHB’ li kişiler genelde: sıcakkanlı, sevecen, enerjik(bu enerjik taraflarının doğru tarafa yönlendirilmesi DEHB’ li kişiler için büyük avantajlar sağlayabilir), hayal gücü geniş, risk alabilen kişilerdir. Bu saydığımız özellikleri onlar için büyük avantajlar oluşturabileceği gibi doğru yönlendirilmediği zaman dezavantajlara da dönüşebilir.
DEHB kendi kendine geçen bir bozukluk değildir. Sadece kişiler zamanla DEHB’ le yaşama alışırlar. Ancak DEHB erkenden fark edilip önlem alınmazsa daha farklı sorunlarla da karşılaşılabilir. Örneğin çok hareketli bir çocuk sürekli azarlandığı ve dışlandığı zaman çocuk zamanla kendisini değersiz, işe yaramaz hissetmeye başlar. Bu durumda çocuğun depresyona girmesine sebep olabilir.
Karşıt olma karşıt gelme bozukluğu, çocuk veya ergenin, normal dışı bir düzeyde söz dinlememesi, inatçılığı, kurallara uymaması, sıkı sık hiddetlenmesi olarak tanımlanabilir. 5 ile 6 yaşlarında ortaya çıkar. DEHB olan çocukların yaklaşık yarısında karşıt olma bozukluğu gözlenir. İki bozukluğun aynı anda gözlendiği çocuklar çevrelerin daha fazla olumsuz tepki alırlar. Bu yüzden arkadaş ilişkileri daha zayıftır ve öz saygıları yalnızca DEHB görülen çocuklara oranla daha düşüktür. Tedavi sürecinde iki bozukluğunda üzerinde durulur. Aynı zamanda çevreden gelen olumsuz söylemlerin yol açtığı duygusal problemlerin de ele alınması gerekir.
Davranım bozukluğunda, karşıt olma bozukluğundan daha şiddetli belirtiler gözlenir. Dikkat eksikliği görülen çocukların yaklaşık %20’ sinde davranım bozukluğu belirtileri de eşlik eder. Davranım bozukluğu olan kişiler:
Bozuk bir aile yapısında ki DEHB’ li bir çocuğa karşı saldırganca olan tutumlar davranım bozukluğu görülme riskini arttırmaktadır. Burada ebeveynlerin davranım bozukluğunun çevreden öğrenilen bir bozukluk olduğunu unutmamaları ve çocuklarına ona göre davranmaları gerekmektedir. Çevrede çocuk için olumsuz örnek teşkil eden kişilerin tespit edilmesi ve önem alınması da dikkat edilmesi gereken bir diğer noktadır.
Çoğu zaman anne babalar DEHB belirtilerine odaklandıkları için depresyonun farkına varamazlar. Bazen de tam tersi olabilir. Özellikle dikkat dağınıklığının baskın olduğu DEHB li çocuklarda, öncelikle çocuk depresyonu için uzmana başvurulur daha sonra uzman tarafından dikkat eksikliğinin de eşlik ettiği söylenilir. Burada ebeveynlerin iki bozukluğunda özelliklerine hakim olması ve erken müdahale için uzmana başvurmaları oldukça önemlidir.
DEHB bozukluğuna eşlik eden sorunlar arasında belki de en endişe uyandıranı madde bağımlılığıdır. tedavi edilmeyen DEHB bozukluluğu olan kiişiler alkol ve madde kullanımını bir kaçış olarak düşünmektedirler. Kullanılan alkol ve uyuşturucu maddeler zihinde DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların benzeri bir tepki yarattığı için kişiler rahatladıklarını düşünmekte ve madde kullanımını sürdürmeye devam etmektedirler. Avrupada ve ülkemizde yapılan araştımalara göre alkol kullanan yetişkinlerin %30’ unda DEHB sorunun olduğu tespit edilmiştir. Normal bireylerde DEHB görülme sıklığının %3-4 olduğu düşünülürse bu oran oldukça fazladır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda tedaviye başlanılmadan önce eşlik eden bozukluklar var mı bunların tespit edilmesi oldukça önemlidir. Eğer DEHB’ e başka bozukluklar da eşlik ediyorsa bunlar için de bir tedavi planının uygulanılması gerekebilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda tedavi yöntemi olarak davranışçı bilişsel terapi, ilaç tedavisi, aile ve öğretmen için bilgilendirici eğitim gibi yöntemlerden yararlanılabilir. Özellikle aile ve öğretmeni bilgilendirmenin DEHB sürecinin iyiye gitmesi ve başka bozuklukların eşlik etmemesi için oldukça önemli olduğu bilinmektedir.
Psk. Aslıhan ÇELİK