Kardeş demek üzüntümüzde mutluluğumuzda kimse olmasa dahi yanımızda olan, her türlü sıkıntımızda ilk yardım isteyeceğimiz, bizi tamamen, herşeyimizle tanıyan,hayatımızı paylaştığımız ender insan demektir.
Kardeş demek üzüntümüzde mutluluğumuzda kimse olmasa dahi yanımızda olan, her türlü sıkıntımızda ilk yardım isteyeceğimiz, bizi tamamen, herşeyimizle tanıyan,hayatımızı paylaştığımız ender insan demektir. Bütün bunların yanında da kabul edelim ki hepimiz aslında bir parça istemeyiz kardeşimizi. Bu olumsuz duygularla bezeli bir istememek değil tam aksine kişinin kardeşine olan sevgisiyle kendisine duyduğu sevginin arasında kalmasıdır. Bu bizim aklımızla, isteyerek seçtiğimiz bir durum değildir.Çünkü bu bir kıskançlık duygusudur ve içgüdüseldir.Bu yüzden de herkeste farklı derecelerde bulunmaktadır. Tam da burada çocuklarımızı anlayacağımız bir yol ortaya çıkmaktadır. Bu duygu insancıl bir duyguysa eğer biz çocuğumuzdan kardeşini hiç kıskanmamasını nasıl bekleyebiliriz? Bu beklenti boş bir beklenti olacaktır ve bir ebeveyn olarak kardeş kıskançlığını sıfır boyutunda yaşamanız sadece tek çocuğa sahipseniz mümkündür. Peki, mutlaka bunu yaşayacaksak biz ne yapabiliriz? Ebeveyn olarak öncelikle yapılması gereken çocuğu anlamaktır, sonrasında da kardeş kıskançlığını tanımak,çocuğa kardeşini kıskanma fırsatı vermek ve kardeş kıskançlığına nasıl müdahele edeceğini bilerek kıskançlığın sıkıntılı boyutlara gitmesini engellemektir.
Şimdi ebeveynleri yapması gerekenleri basamak basamak ele alalım.
Çocuğumuzu anlamanın en kolay yolu kendimizi onun yerine koymaktır. Üniversitede bir hocamızın sorduğu soruyla sınıftaki herkes çocukların kıskançlık yaşarken neler hissettiğini anlamıştı. O soru şuydu “Bir gün çok sevdiğiniz eşinizin eve hiç tanımadığınız birisiyle geldiğini hayal edin. Eve getirdiği yeni kişinin kadının ya da erkeğin bundan sonra sizinle yaşayacağını söylediğini düşünün.Sizi eskisi kadar sevdiğini söylemesine rağmen, zamanının çoğunu onunla geçirmeye başlarsa ne yapardınız? Üstelik o kişinin onun ilgisine muhtaç olduğunu söylerse… Bu hoşunuza gider miydi?Hayatınıza giren bu yeni kişi hakkında ne hissederdiniz? Eşinizi onunla paylaşmak ister miydiniz? Onu kıskanır mıydınız?”
Hayal ettiğimizde ne kadar korkunç geliyor değil mi? İşte, ben de eğer şuan böyle hissetseydim, bu davranışları sergilerdim diyebildiğiniz zaman çocuğunuzu anlamış ve ona karşı daha anlayışlı davranıyor olacaksınız.
Kardeş kıskançlığını tanımak için öncelikle kardeş kıskançlığının sebeplerini bilmek gerekir.
Peki kardeş kıskançlığının nedenleri nelerdir?
Kardeş kıskançlığının temel nedeni çocuğun, gördüğü değeri kaybetme korkusudur. Çocuğa o zamana kadar verilen değer, ilgi ve sevgi çocuğa göre bölünecektir.Hatta belki de kendisine hiç kalmayacaktır. Bu yüzden çocuk anne babasının ona verdiği değeri kaybetmekten korkar ve bu yönde davranışlar sergiler. Genellikle problem kardeşle değildir, anneye babaya ilginin azalmasından kaynaklı kırgınlık ve kızgınlık kardeşe yönlendirilir. Çocuk bu süreçte kendini desteksiz, güvensiz ve terk edilmiş hisseder.
Kıskançlık aslında çocukta pasif olarak bulunmaktadır, uygun bir ortam bulduğunda ortaya çıkar. Bazen sadece kardeşin gelmesi yeterli olurken bazen yanlış ebeveyn tutumları bu durumu etkinleştirir. Yeni kardeş geldiğinde anne baba çocuğa olan tutumunda değişiklikler gösterdiyse veya zaten ebeveyn çocuk arasında kardeş gelmeden güvene dayalı bir ilişki oluşmamışsa, ebeveynler kardeş ilişkilerine karşı hoşgörülü değillerse bu durum pasif duyguyu bir hayli etkinleştirecek ve çocukta kısançlığın yüksek seviyede yaşanmasına sebep olacaktır.
Anne babalar yeterince hassas davransalar dahi bazı çocuklar kardeşlerini aşırı derecede kıskanabilirler.Böyle durumlarda en etkin rol oynayan çocuğun mizacıdır. Bu yüzden mizaca göre kıskançlığın seviyeleri değişebilir.
Yaş farkı ve cinsiyet de kıskançlık dereceleri üzerinde etkilidir. Yaş farkı fazlalaştıkça kıskançlık görülme sıklığı düşecektir. Çünkü 3-4 yaşındaki bir çocuk daha ailedeki yerinden tamamen emin değildir, anneye bağlıdır ve kardeşin gelmesi onu 9-10 yaşlarındaki annesi ve babasıyla ilişkileri belli seviyeye gelmiş bir çocuktan daha çok etkileyecektir. Cinsiyet farkı ise özellikle ailede cinsiyet tercihi varsa ve çocuğa yansıtılıyorsa kendi cinsiyetinden olmayan yeni kardeş onu huzursuz edecek ve kıskançlık seviyesini artıracaktır.
Etkisi çok önemsenmeyen ama aslında çocuklarda fazlaca olumsuz duygu ve düşünceye sebep olabilecek diğer bir etken de “çevre”dir. Çevredeki teyzeler, amcalar, tanıdıklar belki iyi bir niyetle söyledikleri “neden ablası kadar uslu olmadığı sormak, neden kardeşi gibi cana yakın olmadığını sormak, kardeşinin yakında onun boyunu geçeceğini söylemek, kardeşi geldiği için pabucunun dama atıldığını söylemek” gibi karşılaştırmalı ve gereksiz cümleler çocukların kafasını karıştırmakta ve birbirleriyle rekabet yaşamalarına sebep olabilmektedir.
Kardeş kıskançlığını tanımak için sonrasında bilmemiz gereken bilgi de çocuklarımızda kıskançlığının hangi şekillerde görebileceğimizdir.
İçine kapanma: Çocuklar sevilmediklerini ve değer verilmediklerini düşünerek içlerine kapanabilir, dış dünyaya güvenleri sarsılabilir. Böyle durumlarda bütün sorunlarını kendi içlerinde çözmeye çalışacaklardır. Dışarıdan sessiz, sakin ve sorunsuz gözükseler bile depresyona girme olasılıkları yüksektir. Genellikle mutsuz görünürler ve eskiden keyif aldıkları aktivitelerden eskisi gibi keyif almazlar. Sebepsiz karın ağrıları, bulantılar gibi belirtiler de görülebilir.
Regresyon/ Geriye Dönüş: Kıskançlığın en belirgin göstergelerinden biridir. Çocuk kardeşinin gelmesiyle birlikte bebeklik dönemi özelliklerine geri dönemeye çalışır. Emzik emer, alt ıslatır, bebeksi konuşur, annesinin yanından ayrılmaya aşırı duyarlı hale gelir vb.
Dile Getirme: Bazı çocuklar sözel bir şekilde kıskançlıklarını ifade ederler. “ Kardeşimi olmasaydı herşey daha güzel olurdu, keşke hiç doğmasaydı, ondan nefret ediyorum” gibi cümleler kurabilir.Aslında bu şekillerde görülen kıskançlık en kolay yoldur. Çünkü anne babanın farketmesine gerek kalmadan çocuk kendini farkettirir. Bu mesajı alan anne baba birşeyler yapmak için girişimde bulunur.
Zarar Verme: Kıskançlığın derecesi yükseldikçe kardeşe zarar verme ihtimali artacaktır. Bazen kardeşi merak ettiğinden dolayı kardeşi incelerken verilen zararlardan ziyade kasıtlı zararlar ciddi bir alarmdır. Kardeşe vurmak, onu düşürmek, çimdiklemek gibi davranışlar görülebilir.
Eğer kardeş henüz gelmediyse kıskançlığa karşı tedbirli başlamak ilerde yaşanacak birçok sıkıntıyı önleyebilir, bu yüzden önce “tedbir için neler gerekli”den bahsedelim, sonrasında ise doğumdan sonra “aileler neler yapmalı”dan bahsedelim.
Küçük çocuklara hamilelik döneminizin 4-5 ayından sonra söyleyin. Çünkü onlarda zaman kavramı daha netleşmediği için sürekli ne zaman geleceğine dair kaygılar yaşayacak ve bolca ne zaman gelecek diye sorular soracaktır.
Her yaş döneminde de kardeşin geleceğini doğru bir dille açıklamak gerekir. Yaşı küçük olan çocuklarda soyut kavramlar henüz netleşmediği için anlamaları biraz zor olacaktır. Bu yüzden yeni kardeşin geldiğini anlatan, kardeş ve aile sevgisini işleyen hikayeler okumak, oyunlar oynamak çocuk için somutlaştırıcı bir etki sağlayacaktır. Hikayelerde bir abi veya abla olması ve kendini kahraman gibi hissetmesi önemlidir. Hikayenin sonunda ise sorular sorarak hikayedeki kişiyle empati kurmasını sağlayabilirsiniz. Eğer çocuğun yaşı büyükse hikaye yerine; kardeş gelince neler olacak, o kardeşi için neler yapabilir bunu uygun dille anlatabilirsiniz.
Yaşı küçük olsun, büyük olsun kardeş için yapılan hazırlıklarda onun da fikrini alın. Mesela kardeşinin odasını hangi renk boyayalım, hangi mobilyayı alalım gibi konularda fikrini sorun. Kardeşi için bir şey alırken, mutlaka onun için de bir hediye alın.
Kardeşi geldikten sonra hayatında gerçekleşecek olan olumlu durumlar üzerinde durabilirsiniz fakat burada önemli olan inandırıcı, gerçekçi olması ve çocuğun kardeş doğduktan sonra hayal kırıklığına uğramamasıdır.
En önemli kurallardan biri de kardeşin gelmesiyle çocuğun hayatındaki değişikliklerin en az derecede olmasıdır. Bu yüzden çocuğun hayatında değişimler yapılması gerekiyorsa bu mutlaka hamilelik döneminde gerçekleşmelidir. Kreşe göndermek, odasının değişimi, evin taşınması vs. gibi değişimler bebek doğduktan sonra gerçekleşirse çocuğun uyumu güçleşecektir. Ayrıca çocukla yapılan etkinlikler de bebeğin doğmasıyla birlikte bir anda bırakılmamalıdır. Etkinliklere mümkün olduğunca devam edilmeli, anne ilgilenemese dahi başka bir üyeyle devam edilmelidir.
Doğumdan sonra annenin kendi ve bebekle ilgilenmesi gerektiği için çocuğa olan ilgi oranı düşecektir. Çocuk bu durumu kendi değeriyle ilgili göreceği için, hamilelik döneminde baba ya da aileden başka birisi çocuğun yemek yedirme, uyutma, banyo yaptırma gibi bakımla ilgili işleriyle ilgilenirse çocuk kendini bir anda yüzüstü bırakılmış gibi hissetmeyecek, yaşamının değiştiği fikrine kapılmayacaktır. Bakımla ilgilenen birey, çocuk bebeğe alışana kadar bebekten ziyade çocukla birebir ilgilenmeli, çocuğun dikkatini başka şeylere verdirerek bebeğin varlığına alışması sağlanmalıdır. Anne ise bebek uyuduğunda veya sakin olduğunda mutlaka çocuğuna sevgi gösterisinde bulunmalı, onunla vakit geçirmelidir.
Doğuma son 2 hafta kala çocuğa bebeğin doğduğunda nasıl görüneceği, nelere ihtiyacı olacağı gibi konularda çocuğu bilgilendirecek bir kitap alarak onu bilgilendirebilirsiniz. Çocuklar kardeş derken kafalarında çok farklı şeyler hayal edebilirler, eğer bilgi sahibi olurlarsa ne ile karşılaşacaklarını önceden bilerek hayal kırıklığına uğramazlar.
Buraya kadar bahsettiklerimizi uyguladığınızda kardeş kıskançlığı adına iyi bir tedbir almış olursunuz, buradan sonra da doğumdan sonra neler yapabiliriz onlardan bahsedelim.
Yeni doğan bebeğe aşırı sevgi gösterisinde bulunmak yerine, var olan sevgiyi ilk andan itibaren paylaştırabilmeyi hedeflemek daha doğru olacaktır. Bebeğe sevgi gösterdikten hemen sonra panik içinde çocuğa da aynı şeyi yapmaya çalışmak doğallığın kaybolmasına ve çocuğun kendisinin zorla sevildiği gibi yanlış bir fikre kapılmasına neden olacaktır.
En iyi niyetli misafirler bile sadece bebekle ilgilenip büyük çocuğu unutma eğilimi içindedirler. Yakınların yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söylemek, “Kardeşin doğunca senin pabucun dama atıldı” gibi sözler söylememeleri konusunda uyarmak işe yarayacaktır.
Bebeğin küçük ihtiyaçlarında çocuğa sorumluklar vermek çocuğa bu sürece dahil olduğu mesajını verir. Kardeşinin ıslak mendilini getirmek, onun uyuyup uyumadığını kontrol etmek vb.
Aşırı hoşgörülü davranmak ve yapay davranmak yapılacak en yanlış ebeveyn tutumlarındandır. Yapay davrandığınızda çocuk bunu anlayacak ve size olan güveni sarsılacaktır. Aşırı hoşgörülü davranmak ise sizin yanlış bir şey yaptığınız ve vicdan azabını dindirmek için herşeyi yapabileceğiniz mesajını verir. Böyle davrandığınızda çocuğun kardeşini kabullenmesini engeller ve gelecekte mutsuz, doyumsuz bir birey olmasına sebep olabilir.
Karşılaştırma cümlelerinde olabildiğince kaçınmak gerekir.Çocuk için olumlu bir cümle “ Kardeşin senin gibi güzel dinlemiyor beni” olsa dahi çocuk kardeşiyle bir karşılaştırılma yapıldığını hisseder ve rekabet ortamı oluşur.
“Eşit” değil “Adil” olmak gereklidir. Birine bir çikolata aldığında diğerine de bir çikolata almak zorunda değilsiniz. 3 yaşındaki çocukla 5 yaşındaki çocuğun ihtiyaçları aynı olmayacaktır.Çocuklarınıza herkese ihtiyacına göre davrandığınızı hissettirmeli ve ifade etmelisiniz.
Kıskançlığı tetikleyici şakalardan uzak durmak gereklidir. “O senden daha akıllı, bak nasıl uslu duruyor” gibi cümleler kurmamalısınız.
Kardeşini sevmek zorunda olduğu söylenmemeli, “Sen artık ablasın” diyerek, yaşının üzerinde olgunluk bekleyip onun da hala çocuk olduğu unutulmamalıdır.
Sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine; her çocuğa, birbirinden ayrı olarak, sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu göstermek daha doğru olacaktır.
Kardeşler arasında kıskançlık hissettiğinizde onları birbirinden uzaklaştıracak değil, yakınlaştıracak ortamlar yaratın. Beraber keyif alacağı etkinlikler, ortamlar sağlayın.
Çocukların kavgalarında hakem rolünü almayın. Ana babalar çocukların tartışmalarına katıldıkları zaman çocukların her biri ana babasının diğerinin tarafını tuttuğunu düşünür. Bu da rekabetin yoğunlaşmasına yol açar. Büyük kardeş ana babanın koruyucu desteğini sağlayabilen küçük kardeşten nefret eder. Ana baba ne kadar yansız olmaya çalışsa da işe yaramaz bu nedenle kardeşler anlaşmazlıklarını kendileri çözmelidir. Fiziksel şiddetin olmadığı durumlarda ana babanın araya girmemesi sorunun çözümünü kolaylaştırır. Çocuklarla sonrasında bu gibi tartışma durumlarında nasıl davranabilecekleri, bunlarla nasıl başa çıkacaklarına dair stratejiler verebilirsiniz.
Çocukların kavga etmelerine mümkün olduğunca izin verilmemelidir. Çünkü çocuklar kavga ettikçe deneyim kazanırlar. Kavga ettiklerinde de seçenekler sunulabilir ya da iyi geçinme kuralları koyulabilir. Böylece kavga ettikleri ve iyi geçindikleri zaman sonucun ne olacağını bilirler. (İyi geçinirseniz ev kuralları dahilinde istediğinizi yapabilirsiniz. Kavgayı kim başlatırsa başlatsın önemli değil. Ya iyi geçineceksiniz ya da lunaparka gitmeyeceksiniz.) Kuralı bozanlara ders vermek amacıyla bir iş vermek hem onların yanlış yaptıkları bir olayı düzeltmelerini hem de olumlu bir davranışta bulunmalarını sağlayabilir.
Çocuklarınıza kendi kardeşinizle yaşadığınız problemleri, bu problemleri nasıl aştığınızı,güzel anılarınızı ve kardeşlerinizin sizin hayatınızdaki önemini anlatmanız da çocuklarınıza fayda sağlayacaktır.
Kıskançlık derecesi oldukça yüksekse ve artık kardeşler psikolojik yönden örseleniyor, fiziksel yönden zarar görüyorlarsa,
Yenidoğan bebeğe büyük kardeş alışamamış, tepkisi birkaç aydan fazla sürmüş ve kardeşine fiziksel olarak zarar vermeye başlamışsa
Anne sosyal destek göremiyorsa ve ailede çocuk sayısı çoksa,
Kardeşlerden birisi anneye aşırı bağımlıysa ve bu nedenle kıskançlık ortaya çıkıyorsa,
Ailede ebeveyn çatışmaları, boşanma süreçleri, kaza durumları veya bir kardeşin ayrıcalık sağlayacağı önemli bir hastalığın tedavi dönemi gibi travmatik bir yaşantı varsa psikolojik destek alınması gereklidir.