Halk arasında genelde panik atak olarak kullanılmaktadır ancak İngilizce’ deki “attack” kelimesinin Türkçe karşılığına baktığımız zaman “nöbet” kelimesinin kullanımı daha doğru olabilir.
Halk arasında genelde panik atak olarak kullanılmaktadır ancak İngilizce’ deki “attack” kelimesinin Türkçe karşılığına baktığımız zaman “nöbet” kelimesinin kullanımı daha doğru olabilir. Onun için ben de nöbet kelimesini kullanmayı tercih edeceğim.
Panik nöbetleri, beklenmedik bir zamanda bilinmeyen bir sebepten ortaya çıkabilir. Panik nöbeti belirtileri;
Kalpte hızlı çarpıntı
Terleme
Uyuşma
Karıncalanma
Nefes darlığı
Nöbetler sırasında yukarıda bahsettiğimiz belirtiler gerçekleşince kişiler; öleceklerini, kalp krizi geçireceklerini, düşüp bayılıp insanlara rezil olacaklarını zannedebilirler. Panik nöbeti geçiren insanların tepkilerini anlayışla karşılamak gerekir çünkü kişilerin bu belirtilerden sonra böyle düşünmeleri normaldir. İnsanlar genelde hemen doktora başvururlar fakat bir sorun bulunamaz. Durum böyle olunca genelde nöbet geçiren kişinin üzerine gidilir, oysaki çoğu zaman kişi de neler olduğunun farkında değildir. Bunun için yapılması en doğru olan hareket, ilk nöbetten sonra doktora gitmek ve muayene olmak. Daha sonra fiziksel muayenede bir şey çıkmazsa bir ruh sağlığı uzmanına başvurmaktır.
Panik nöbetlerinin sayısı arttıkça kişide bazı sosyal değişimler meydana gelir, kişi sürekli nöbet geçirmeyle alakalı düşüncelere odaklanır. Örneğin, nöbet geçireceği korkusuyla dışarı çıkmayabilir veya kalabalık yerlerden kaçınabilir. Kişide bu tarz sosyal hayatı etkileyen durumlar oluştuğu zaman panik bozukluğu başlamış olur.
Beklenti bunaltısı, nöbetlerden sonra “Bir sonraki ne zaman, nerede gelecek ona göre tedbir alayım.” denildiği zaman ortaya çıkar. Kişi sürekli bir sonraki nöbeti düşünür, hayatını buna göre düzenlemeye çalışır. Bu durum sosyal hayatını etkiler ve bazı durumlarda agorafobinin oluşmasına sebep olur.
Agorafobi toplu alanlarda bulunamama korkusu olarak bilinir. Panik nöbetleriyle ilişkisine bakacak olursak; kişi nerede nöbet geçireceğini bilemez ve bu durum sürekli bir kaygı oluşmasına sebep olur. Kişi bu yoğun kaygıdan kaçınmak için bazı davranışlarından vazgeçer. Örneğin, “Ben en iyisi dışarı çıkmayayım, kalabalık yerlere hiç gitmeyeyim, dışarı çıkacaksam da mutlaka yanımda birisi olsun.” diyebilir. Böyle bir düşünceye kapılması kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkiler. Agorafobinin ileri düzeylerinde kişi kendisini eve hapseder, toplu mekânlara gitmez, ulaşım araçlarına binmez, işinden vazgeçer, dışarı çıkacağı zaman mutlaka yanında birisini ister. Böyle bir durumda kişide ikincil rahatsızlıklar da(depresyon, sosyal anksiyete) meydana gelebilir. Bizim tavsiyemiz durum bu seviyeye gelmeden bir uzmandan yardım alınması gerektiği yönünde.
Panik nöbetinin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan bazı araştırmalara göre kişinin dışarıdan gelen olumsuz duyumlara karşı oluşturduğu bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Kişi olumsuz bir durumla karşılaştığı zaman zihin otomatik olarak o olumsuz durumdan korunmak için harekete geçer. Bu kaçınma davranışında bazı fiziksel sonuçlarda(kalp çarpıntısı, terleme, bayılma) oluşabilir. Bu bahsettiğimiz mekanizmayı bir örnekle açıklarsak daha pekiştirici olur diye düşünüyorum.
“26 yaşlarında bir bayan arkadaşı ile oturmak için bir kafeye gider. Ancak kafede oturacak yer kalmamıştır. Garson oturacak yer ayarlarken, kadın herkesin kendilerine baktığı düşüncesine kapılır ve panikler; nefesi daralır, kalbi hızla çarpar, başı döner. Bunu arkadaşı fark eder ve hemen dışarı çıkarlar.”
Aslında kişi bu durumda kalabalık ortamdan değil, kişilerin kendisine baktığı düşüncesinden kaçınmıştır. Farkında olmadığı için sebebinin kalabalık ortamlarda bulunmak olduğunu düşünebilir ve kendince yanlış tedbirler alabilir. Böyle bir durumda yapılması gereken en doğru şey; başkalarının kendisine bakmasının sebebini araştırıp var olan yanlış ve işlevsiz düşüncelerini değiştirmesidir.
Panik bozukluklarının nedenleri için yapılan bazı araştırmalara göre ise panik atak geçirenlerin büyük bir kısmında önceden bedensel hastalıkların(kalp krizi, beyin kanaması vb.) görüldüğü saptanmıştır. Bunun sebebi olarak, kişilerin tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkmaları gösterilebilir.
Panik bozukluğu yüksek oranlarda tedavi edilebilen bir bozukluktur. Doğru bir tedavi yöntemiyle %70-90 arasında fayda sağlanılabilir. Panik bozukluğunun tedavisinde en sık ilaç, bilişsel davranışçı tedavi ve EMDR yöntemleri kullanılır.
Bilişsel davranışçı terapide kişinin panik nöbeti ile ilgili olumsuz ve işlevsiz düşünceleri değiştirilmeye çalışılır, kaygı duyduğu zaman vücudunda oluşan tepkileri fark etmesi istenir, nöbet sırasında en kötü neler olabilir bunun üzerine konuşulur ve diğer yöntemler uygulanır. Bunların yanında nöbet anında uygulanmak üzere bazı egzersizler verilir. Panik bozukluğuna agorafobinin eşlik ettiği durumlarda davranışçı yaklaşım ile kişinin girmekten korktuğu ortamlara aşamalı olarak girmesi sağlanır.
EMDR tedavisinde ise göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme yöntemi kullanılır.
En başta belirtmek isterim ki bir kere panik nöbeti geçirmiş olmanız bir daha nöbet geçireceğiniz anlamına gelmez.
Panik nöbeti sırasında fizyolojik olarak oluşan tepkilerin heyecanlandığınız veya korktuğunuz zamanda oluşan tepkilerle aynı olduğunu unutmayın.
Nöbet sırasında vücudunuza çok fazla odaklanmanız vücudunuzda oluşan tepkilerin şiddetinin artmasına ve tepkilere odaklanmanıza sebep olabilir. Bu aynı ellerimizi kullanamadığımız durumda bütün vücudumuzun kaşınmasına benzer. Bir olaya ne kadar çok odaklanırsanız şiddeti o kadar artar. Mümkünse dikkatinizi dağıtmaya çalışın.
Fizyolojik muayenede bir şey çıkmadıysa doktorunuza güvenin ve bir ruh sağlığı uzmanından yardım alın.
Panik nöbeti sırasında sizlerde paniklemeyin. Siz ne kadar sakin olursanız karşınızdaki o kadar az panikler.
Kişiyi yalancılıkla suçlamayın verdiği tepkilerin onun istemi dışında olduğunu unutmayın. Bunu dikkat çekmek için yapmadığını bilin.
Sürekli doktora gözükmek isterse bunun mantıklı olmadığını uygun bir dille anlatın.
Ona yanında olduğunuzu hissettirin.
Psk. Aslıhan ÇELİK