Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve diğer insanlarla bir uyum içerisinde olmasıdır. Kişinin sosyal, ruhsal ve fiziksel yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır.
Ruh sağlığı, kişinin kendisiyle ve diğer insanlarla bir uyum içerisinde olmasıdır. Kişinin sosyal, ruhsal ve fiziksel yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır. Ve bunların hiç biri diğerinden daha önemli ve üstün değildir. Beden sağlığımıza özen göstermemiz gerektiği gibi ruh sağlığımız da dikkat ve özen ister. Nasıl ki bedenimize zararı dokunacak yiyeceklerden kaçınıyorsak aynı şekilde ruh sağlığımıza zarar verecek her türlü durum ve ortamdan da kaçınmamız gerekir. Ve kendimize daha iyi yaşam koşulları oluşturmak mümkündür.
Biz ruh sağlığı çalışanları olarak ruhsal bozukluk tanısı konmuş kişilere terapi sürecinde destek oluruz. Karşılıklı konuşarak sorunların sebebinin anlaşılması, daha iyi yaşam koşullarının oluşturulması üzerine çalışırız. Daha sonra ruhsal bozukluğu teşhis ve tedavi edilmiş hastaların yeniden hastalanmamaları ve topluma kazandırılması üzerine çalışmalar yaparız.
Peki her birey kendi sağlığından sorumluyken ve herhangi bir ruhsal bozukluk tanısı almaya gerek kalmadan önce kendi ruh sağlığımız için neler yapabiliriz? Ruh sağlığını bozan durumları, anları bilerek ve nasıl denge halini koruyabileceğini öğrenerek kişinin kendi sağlıklı halini devam ettirmesi mümkündür.
Ruh sağlığının korunmasında bireyin kendini tanıması çok önemlidir. Kişi kendinin olumlu ve olumsuz yönlerini bilmeli ve kendini olumsuz özellikleriyle beraber kabul etmelidir. Olumlu davranışlarını geliştirmesi, olumsuz olanları azaltmaya çalışması gerekir.
Sağlıklı ve uzun yaşayabilmek için bedenen olduğu kadar ruhen dinlenme de önemlidir. Stres ve günlük sıkıntılardan uzaklaşmak için zaman zaman tatile gitmek, yapılabileceklerden biridir. Ruh sağlığı insan yaşamının her anını kapsamaktadır. Ruhsal doyuma ulaşmak, mutlu yaşamak için boş zamanların dinlendirici ve yararlı işlerle doldurulması gerekir. Her insanın para kazanmak için yaptığı işinden başka uğraşları da olmalıdır. Birey, kendisine ayırdığı zamanları bilgi ve becerilerini geliştirecek uğraşlarla değerlendirmelidir. Spor, gezi veya daha başka bir sosyal etkinliğe katılmalıdır. Arkadaşlarıyla birlikte yapabileceği uğraşlar bulmalı, hobiler edinmeli veya geliştirmelidir. Müzikle meşgul olmak, şiir okumak, resim yapmak, fotoğraf çekmek, balık tutmak gibi keyif alacağı etkinliklere katılmak ruh sağlığını korumak açısından çok yararlıdır. Böyle uğraşlar kişiyi boş ve yararsız hissetmekten kurtarır, ona saygınlık kazandırır ve kişinin üretkenliğini geliştirir. Bu alışkanlıklar hem etkin çalışma dönemlerinde hem de emeklilikte insanın ruh sağlığını düzenli ve dengeli hale sokar.
Kişi, ruh sağlığını koruyabilmek için geleceğe yönelik hedeflere sahip olmalıdır. Bir amaç belirlemeli ve amacına ulaşmak için de çaba sarf etmelidir. Ancak bu şekilde yaşamı bir anlam kazanır. Bu şekilde de günlük kaygı ve tasalarından uzaklaşarak mutluluğu yakalayabilir.
Olaylar karşısında kişi yaşadığı toplumun gerçeklerine göre davranmalıdır, kendini toplumdan soyutlamamalıdır. Toplumla ters düşen davranışlar sergilemede ısrarcı olmamalıdır. Bununla birlikte kişi kendi özelliklerini de koruyabilmelidir.
Kişi, çevresiyle ve diğer insanlarla olan ilişkilerinde ölçülü davranmalıdır. Yaşamla bağını koparmamalıdır. Bireyselleşmek bir yere kadar gereklidir ama kendi iç dünyasında yaşamak kişi için yeterince sağlıklı bir durum değildir. Herkesin toplumda bir yeri ve görevi vardır. Kişi bunu bilmeli ve güçlükler karşısında yılmadan ve karamsarlığa kapılmadan sorumluluklarına uygun davranışlar sergilemelidir.
Kişi; çevresindeki farklı görüşlere karşı anlayışlı ve hoşgörülü yaklaşmalıdır. Farklı düşüncelere sahip kişilerle iş birliği yapabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Herkesin aynı fikre sahip olamayacağını dikkate alarak uzlaşmacı bir tutum sergilemelidir. Bu şekilde hem kendi hem de çevresindekilerin ruh sağlığını koruyabilecektir.
Bireyin, ruh sağlığını koruması, çevrenin etkisine de bağlı olabilir. Ortam uygun değilse bireyin ruh sağlığı olumsuz etkilenebilir. Ruh sağlığının korunabilmesi için yapılması gerekenlerden biri de yeni durumlar karşısında gerçekçi değerlendirmeler yaparak ortama uyum sağlayabilmektir. Birey, hedeflerini ortam koşullarına göre değiştiremediğinde gerektiği zamanlar da esnek davranmadığında ruhsal bozukluk kaçınılmaz olabilir.
Kişinin ruh sağlığını koruyabilmesi, yeni durumlara uymada esneklik gösterebilmesiyle de alakalıdır. Başarısızlıklar karşısında yılmamalıdır. Tersine başarmak için daha çok çaba göstermelidir. Bütün çalışmalarına rağmen başarı sağlayamıyorsa hedeflerini çevre koşullarına göre yeniden gözden geçirerek ve gerekirse hedefleri değiştirerek uyum sağlamalıdır. Örneğin; üniversite giriş sınavlarında başarı gösteremeyen genç yılmamalı, kazanmak için tekrar şansını denemelidir. Çabalarına rağmen istediği başarıya ulaşamazsa ümitsizliğe kapılmamalıdır. Yeni hedefler belirleyip bu hedeflere ulaşmak için çaba göstermelidir. İşe girip çalışmalı, bilgi ve yeteneklerini yeni işi için geliştirmelidir.
Kişi, olumsuzlukların kendisini yıldırmasına izin vermemelidir. Aksaklıkların karşısında kendinden ve toplumdan kaçmamalı, tersine olayların üzerine gitmeli ve çözümü için çalışmalıdır. Mutlaka o sorunla ilgili bir çözüm bulabileceğine inanmalıdır.
Son olarak, bazen yaşamımızda yaşadığımız olayları değiştiremeyeceğimizi kabul etmemiz gerekebilir. Ama bu kabullenme acizlik manasına gelmemelidir. Aynı zamanda hayattan beklentilerimizi de iyi ayarlamak gerekmektedir. Aşırı beklenti beraberinde mutsuzluk getirebilir. Yaşama değer katacak işler yapmak ve yapılan işi değerli görmek de ruh sağlığı için çok önemlidir. En önemlisi ise kişinin kendine güvenmesi ve kendine değer vermesidir. Sağlığımızı kaybetmeden önce sağlıklı halimizi korumaya özen göstermemiz umuduyla..