Kırılan cam olsun, Allah kalbe zeval vermesin demeyin….
Kırılan cam olsun, Allah kalbe zeval vermesin demeyin….
Çağımızın önemli psikologlarından Zimbardo, yaptığı birçok önemli sosyal deneyle psikoloji literatüründe yer edinmiş bir bilim insanı. En bilinen deneyleri arasında hapishane deneyi yer alıyor. İnsanların, toplumun onlara biçtikleri rollerin farkında olmadan o rolleri nasıl sahiplendiğini ve o rolün etkisinden çıkamadan kontrolsüz bir şekilde yerine getirdiğini anlatan bu deneyde insanlar rollerine o kadar sahip çıkmışlardı ki, gerçek şiddet ve sadizm eğilimleri nedeniyle deney erken sonlandırılmak zorunda kalmıştı. Bu meşhur fakat bir o kadar da tartışmalı deneyin ardından meşhur psikoloğumuz boş durmamış elbette. Bu kez de yaptığı deneyde test etmek amacını güttüğü hipotezinin dışında bulduğu sonuç hayretler uyandırmış insanlarda.
Zimbardo, aslında bu deneyde, yoksul ve zengin bölgelerdeki vandalist (yani kamu malına zarar veren kontrolsüz davranışlar) davranışları ölçmeyi amaçladığı bir düzenekle başlamış işe. Amerikada biri yoksul (Bronx) biri zengin (Palo Alto) iki mahalleye aynı otomobilden (1959 model oldsmobile marka) terkedilmiş süsü vererek bırakmış ve denek düzenini de kurarak başlamış bu arabalara ne olacağını izlemeye. Herkesin tahmin ettiği üzere yoksul bölgedeki araç kısa bir zaman içerisinde per-ü perişan oluvermiş. Zengin bölgesindeki otomobil ise gıcır gıcır duruyormuş Zimbardo’nun bıraktığı yerde. Kameraları boşa kurmuşlar sanki. Fakat bu Zimbardı boş durur mu, durmaz. Zengin mahallesinde gıcır otomobilin yanına gitmiş ve o sinirle “seni kimselere yar etmem, onlar yapmadıysa biz de mi yapmıyak” demiş ve vurmuş çekiçle gıcırın kelebek camına… vurmaz olaymış. Kaşla göz arasında otomobilin haşadını çıkarmış o entelektüel zenginler.
Allah, demiş Zimbardo, yine bize malzeme çıktı şimdi, kör istedi bir göz Allah verdi iki göz demiş. Hem yoksullara hem zenginlere laf edecek iki şey birden buldum demiş. E, demiş demesine tabi ama hak etmiş de şimdi adam.
Geçmiş bilgisayarının (belki de daktilodur tam bilemedim) başına, basmış tuşlara, yazmış makalesini. Demiş ki;
Biiiir; İnsanların bir yerde düzen olmadığına veya düzenin zayıf olduğuna inanmaları, onların suç işlemek için bir sakınca görmemelerine ve sorumlu tutulmayacaklarını düşünmelerine sebep olur.
İkii; İnsanların yaptığı küçük suçları cezalandırmazsanız büyüklerinin gelmesi an meselesidir
Üüüçç; Siz siz olun sakın ha bi kereden bişey olmaz demeyin
Döört, oldsmobile pahalı bir arabadır, bu deneyler için daha ucuz bişeyler kullanın.
Şimdi Zimbardo bunu çıkardı ya, bilimin doğası gereği her bilim dalından bunu alıp kullanmaları gerek bilim adamlarının. E tabi onlar da boş durmamış…
Mesela pazarlamacılar demiş ki, eğer bir ürüne fazla iskonto yaparsanız, artık o ürünün fiyatı düşmüştür, bir daha eski fiyattan satmak zordur demiş. Psikologlar da demiş ki, siz çocuklarınızı büyütürken tutarsız olursanız, bir kereden bir şey olmaz derseniz, sonucuna katlanmak zorunda kalırsınız.
Tabii ki de ulaşmak istediğimiz kitle gereği yönetim teorisyenleri, endüstriyel psikologlar gibi bilim yapıcılar da şirketlerdeki bu tip davranışları ortaya koymuşlar.
Örneğin:
..çünkü aslında suç, terkedilmiş evlerde yaşanır.
Bu teori bize göstermektedir ki, işlenen herhangi bir olumsuz davranışa anında müdahale etmezseniz, davranış kontrolden çıkar ve sizin de onu kontrol etmeniz imkansız hale gelir. Bu yüzden iyi yöneticiler için birkaç şey önemli hale geliyor:
Dr. Osman AMİL